8 Ocak 2010 Cuma

Mısır’dan Gazze’ye yol kapalı…




Mısır’dan Gazze’ye yol kapalı ve Filistin için hayatını kaybeden Türkiyeli sosyalistler
Adil Okay
adilokay@hotmail.fr

Ekim 1981’de, Filistin kamplarında tuttuğum günlüğe Mısır devlet başkanı Enver Sedat’ın bir suikaste kurban gitmesi üzerine şunları yazmıştım:

“Ekim 1981. Akşamüstü karşı kamplardan silah sesleri duyulmaya başlandı. Ne oluyor neden ateş ediyorlar diye anlamaya çalışırken Filistinliler, ‘hadi dışarı’ diye neşeyle bizi çağırdılar. Bir yandan gülüyor, dans ediyorlar, bir yandan ateş ediyorlardı. ‘Ne oluyor İbo’ dedim. Neden sonra öğrendik konuyu. Enver Sedat bir suikasta kurban gitmiş. Ee haklı adamlar dedim. Filistin davasını ilk ve aleni satan devlet adamı unvanını taşıyor. Tabii biz de çıktık dışarı ve fırsat bu fırsat diye birer şarjör boşalttık havaya….” Adil Okay. 12 Eylül Ve Filistin Günlüğü. S. 184. Ütopya yayınevi. Ankara. 2009.
O zamanlar 12 Eylül darbesinden sağ kurtulup Lübnan’a Filistin kamplarına geçmeyi başaran bir avuç mülteciydik. Tabi giderek sayımız arttı. İsrail’in saldırıları sonucu onlarca arkadaşımız öldürüldü. Ve o zamanki ruh halimizle, bizi hemen her gün top ateşine tutan, uçakla bombalayan İsrail’e karşı daha da bilenmiştik. Uzaktan duyduğumuz trajedinin bir parçası olmuştuk. Ve ilk kez Arap ülkelerinin ihanetlerini daha yakından sorgulamaya başlamıştık. Filistinlilere yönelik ilk ihanet− katliam Ürdün tarafından gerçekleştirmişti:

“7 Haziran 1970: Ürdün Kralı Hüseyin, İsrail ve ABD’den aldığı destekle Filistin mülteci kamplarını yoğun top ateşine tuttu. Kral Hüseyin’e bağlı ‘Bedevi Milisleri’ tarafından gerçekleştirilen bu katliam ‘Kara Eylül’ olarak nitelendirildi.”

İkinci büyük ihanet−katliam Suriye tarafından 1976 yılında yapıldı.

“12 Ağustos 1976: Suriye ve falanjistler tarafından uzun süren kuşatmaya karşı direnen Tel Zaatar Kampı 12 Ağustos 1976’da, 52 gün süren direnişin ardından düşmüştü. Kampı savunan 2 bin 500 gerillanın tümüne yakını imha edildi.”

Suriye sonraki süreçte FKÖ ile ilişkilerini düzeltti ve Filistinlilere destek oldu ama Tel Zaatar katliamı tarihlerinde bir utanç sayfası olarak kaldı.

Üçüncü ihaneti 1978’de Mısır gerçekleştirdi.

“17 Eylül 1978’de Mısır− İsrail −ABD arasında Camp David Anlaşması imzalandı.”

Bu anlaşma Arap ülkeleri içindeki ilk resmi çatlaktı. Mısır, Filistinlileri yok sayarak İsrail ile ilk resmi anlaşmayı yaptı. Bu anlaşmanın üzerinden çok zaman geçmeden Mısır devlet başkanı Enver Sedat suikast sonucu öldürüldü. Suikastı gerçekleştirenler dinci bir örgüt elemanı olsalar da Filistinliler bu eyleme sevindi. Solcusundan, sağcısına kadar tüm Filistinliler bayram yaptı. İşte o tarihte ben ve arkadaşlarım bu sevinç gösterilerine tanık olduk. O zamanlar Filistinlilerin sevinçleri sevincimiz olmuştu.

Bu gün Mısır’ın Gazze’ye giden yardım konvoyuna çıkardığı zorluk bana bütün bunları anımsattı.
“İsrail’in ‘Dökme Kurşun’ operasyonunun üzerinden bir yıl geçerken abluka yüzünden hâlâ taş üzerine taş konamayan Gazze Şeridi’nin tecritine Mısır’ın yaptığı katkı uluslararası yardım konvoyuna çektirdiği eziyetle bir kez daha dünyanın gözleri önüne serildi. Aralık başında Britanya’dan yola çıkıp Türkiye’den geçerek Gazze’nin karadan tek kapısını tutan Mısır’a ulaşan ‘Filistin’e Yol Açık’ konvoyu, günlerdir engellemeler çıkarılıp rotalarının değiştirilmesinden sonra polis şiddetine de maruz kaldı. Gerilimin ardından dün akşam 139 aracın limandan çıkışına izin verildi. Sınırda işlemler sürerken beş Türk vekilin de bulunduğu 20 kişilik Türk konvoyu Gazze’ye ilk girmeyi başaran grup oldu.” EL ARİŞ

1982’de İsrail’in Lübnan’ı bütünüyle işgalinden bu güne kadar Filistinliler ‘uygar dünyanın’ gözleri önünde bir çok katliama uğradı. BM’in aldığı kararlar hiçe sayıldı. Irak’a sözüm ona demokrasi götüren ABD İsrail’in insanlık suçlarını yok saydı. Ve en son Gazze işgalinden sonra bir buçuk milyon Filistinli bir utanç kuşatması altında yaşıyor. Bu utanç kuşatmasının birinci mimarı İsrail. İkinci mimar ise Mısır. Mısır −İsrail’in yaptığı gibi− Gazzelileri yarı açık cezaevinde yaşamaya mahkum eden duvarı örmeye devam ediyor. Ve Filistinliler açtıkları 400 tünel aracılığıyla hava almaya çalışıyorlar. İşin traji komik yanı ise sözde laik Mısır’da, inşaya başlanan duvar için fetva çıkartıldı. Mısır Arap sokaklarının öfkesine maruz kalmasının ardından bu tutumu meşrulaştırmak ve Sünni âlim Yusuf Karadavi’nin Gazze ablukasını derinleştiren duvarın dinen yasak olduğu açıklamasına cevap vermek için yine din bilim adamlarından yardım almış oldu.

“Mısır’ın Gazze kuşatmasını derinleştirecek bir duvar inşa etmesinden daha da kötüsü, El Ezher Üniversitesi’ne bağlı İslami araştırmalar akademisinin yayımladığı bir bildirinin duvarı benimsemesi, meşrulaştırması ve duvara karşı çıkılmasını şeriat hükümlerine aykırı görmesi. Karşımızda iki skandal var. İlki, Mısır’ın ABD ve İsrail’in baskılarına olumlu karşılık veren siyasi kararı, ikincisi de diğer dış baskılar doğrultusunda alınan Şer’i fetvayla ilgili.” Fehmi Hüveydi

Bu 21. Yüzyılın en büyük ayıplarından biri Filistin sorunu. Sözüm ona ‘uygar’ batı ve ABD kendi yasalarını bile çiğniyor. 1967’den beri alınan BM kararları yok sayılıyor.

Filistinlilere en büyük destek sosyalist ülkelerden geliyordu. Yediğimiz konserveden, giydiğimiz askeri elbiselere ve kullandığımız silahlara kadar. Ve Filistin kamplarında İsrail’e karşı savaşan dünya devrimcileri vardı. Solun parametrelerinden biri de, ‘mazlum halkların yanında yer almaktır’ şiarını hayata geçiren bu sosyalistlerden birçoğu İsrail saldırıları sonucu öldürüldü. Türkiyeli devrimciler sadece oturdukları yerden ‘one minute’ diye şov yapmadılar. Bizzat savaşın içinde Filistinlilerle aynı cephede yer aldılar. Onları bir kez daha saygıyla anıyorum.

Ben, ‘12 Eylül ve Filistin Günlüğü’ adlı kitabımda, 1972’den bu güne kadar Filistinlerin safında savaşırken hayatını kaybeden Türkiyeli devrimcilerin tümünün ismini bulup (belki birkaç eksikle ilk defa toplu halde) yayınlama onuruna sahip oldum. Bu yazı vesilesiyle o listeyi bir kez daha veriyorum.
İsrail’e karşı savaşta hayatını kaybeden Türkiyeli devrimciler:

1972 yılından bugüne kadar, İsrail’e karşı savaş sürecinde hayatını kaybeden, Türkiyeli (Türk-Kürt ve Arap asıllı) devrimcilerden ulaşabildiklerimin isimleri ve ölüm tarihleri.

1- AHMET ÖZDEMİR (1973)
2- BORA GÖZEN (1973)
3- CAFER TOPÇU (1973)
4- GÜROL İLBAN (1973)
5- KERİM ÖZTÜRK (1973)
6- ŞÜKRÜ ÖKTÜ (1973)
7- YÜCEL ÖZBEK (1973
8- KEMAL ERGİN (1981)
9- HÜSEYİN GÖKDEMİR (1981)
10- MUSTAFA KESKİN (1982)
11- AHMET ÇOLAK (1982)
12- İMAM ATEŞ (1982)
13- MUSTAFA ÇETİNER (1982)
14- SÜLEYMAN TUĞCU (1982)
15- KEMAL ÇELİK (1982)
16- İSMET ÖZKAN (1982)
17- A. KADİR ÇUBUKÇU (1982)
18- MEHMET ATMACA (1982)
19- VELİ ÇAKMAK (1982)
20- ABDULLAH KUMRAL (1982)
21- SEMİH ÖZBAY (1982)
22- SÜLEYMAN KILIÇ (1983)
23- HANNA MAPTUNOĞLU (1984)
24- VEDAT ERDAL (1984)
25- SELAHATTİN KAYA (1984)
26- KUVVETTİN KÜLEKÇİ (1984)
27- CEVAT SAİM ÇELEN (1986)
28- ALİ SABAN (1987)
29- CEVDET KILIÇ (1994)

Hiç yorum yok: